Demokratlığın alamet-i farikası ya da turnusolu, şüphe yok ki daha çok dinlere yönelik yaklaşımda kendini gösterir. Özellikle Türkiye için bunu söylemek, “kaziye-i muhkeme” hükmünü taşımaktadır. Okumaya devam et
Siyaset felsefesi ya da siyaset bilimi açısından bakıldığında, rejimleri birbirinden ayırt eden temel nitelik, “meşruiyet kaynakları” olarak değerlendirilir ise de bu değerlendirme herhangi bir rejimin “iyiliği ya da kötülüğü” hususunda tek başına yeterli bir bilgi içermez. Okumaya devam et
Aristokrasi, Yunanca bir kelime olup, “en iyilerin yönetimi” anlamını taşımaktadır. Kelimenin ilk kullanımına da Yunan siyaset felsefesi kitaplarında rastlanır. Okumaya devam et
Kültürel çeşitlilik; dinler tarihi veri olarak kabul edildiği taktirde, Babil Kulesi hadisesiyle başlatılabilir. Okumaya devam et
Hukuk düzeni elbette kültürel bir veridir ve elbette ki hukuk kuralları toplumsal hayatın değişimine göre şekillenir. Ancak, verili dünyaya tabi olmayan akıl ve akıldan kaynaklanan hukuk idealleri de söz konusu kültürel-hukukî düzenin yaratılmasına katkıda bulunur. Okumaya devam et
Liberalizm ve demokrasinin aynı şey olup olmadığına dair teorik tartışmalar, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren yapıladursun, bu iki siyasi doktrinin ideallerinin günümüzde iç içe geçtiği inkâr edilemez bir gerçektir. Okumaya devam et
Siyaset; şüphesiz bir arada yaşayan insanlar arasında cereyan eden ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenden ötürüdür ki siyasetin ilk problemi, söz konusu ilişkileri tanzim edecek olan prensiplerin belirlenmesidir. Okumaya devam et
Siyaset felsefesi, toplumsal ve siyasal hayatla ilgili problemlere bir takım çözümler bulmak üzere ortaya çıkan düşünsel bir formdur. Bu düşünsel formda hedeflenen, insanî-toplumsal düzenin nasıl olması gerektiğine yönelik teorik bir zemin hazırlamaktır.[1] Okumaya devam et
Absürd kavramı; neredeyse tümüyle ölçüsüz olan modernitenin yönünü, bir başka ifadeyle modern Avrupa’nın gururunun tarihini açıklar. Bu tarih; sadece rasyonelleşmenin, sekülerleşmenin, sanayileşmenin ve teknolojinin tarihi değil, aynı zamanda sömürünün, kan ve gözyaşının da tarihidir. Okumaya devam et
İslam felsefesinde materyalist akıma verilen isim. Dehriyye deyiminin, Kur’an’daki (45 / 24); “Dediler ki; bütün olup biten bu dünya hayatından ibarettir, yaşarız ve ölürüz; bizi mutlak zamandan (dehr) başkası helak etmiyor. Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; onlar sadece zannediyorlar” ayetinde geçen “dehr” kelimesinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Okumaya devam et