Kurumsallaşmış siyasal iktidar formu olarak devletin varlığını “meşru” kabul eden temelde iki teoriden bahsetmek mümkündür. Birincisi; devleti, “erdemli toplumun ve erdemli ferdin varlığını temin eden, kollektif iyiliğin en yüksek görünümü ve ahlakın cisimleşmiş şekli, itaatin mutlak gerekli olduğu kutsal kefalet”[1] şeklinde değerlendiren klasik organizmacı teori; ikincisi de “bir toplumda meşru şiddeti tekelinde bulunduran güç”[2] biçiminde değerlendiren modern sözleşmeci teoridir. Okumaya devam et