Toplumsal düzen şüphesiz kurallarla kabildir. Tabi olunan kurallar muayyen tekil bir egemen gücün irade beyanı olabileceği gibi, aklıyla hakikati kavrayan eşit öznelerin uzlaşma ve mutabakatı anlamında kamusal gücün (hukuk-u ibad) irade beyanı da olabilir. Ancak düzenin varlığı adaletin varlığına da delalet etmez. Muayyen tekil bir egemen gücün irade beyanının alelıtlak gayrı adil olacağı elbette söylenemez. Onun; kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tutan despotik bir tiranın irade beyanı olması ne kadar mümkün ise herkesin iyiliğini ve adaleti gözeten Platonik bir filozof kralın irade beyanı olması da o kadar mümkündür. Okumaya devam et